26 Ağustos 2013 Pazartesi

Mis gibi kokuyor portakal çiçekleri

Keşke mevsim bahar olsaydı. Portakal çiçekleri açsaydı. Aldığım her derin nefeste, portakal çiçeklerinin muhteşem kokusu beni büyüleseydi. 

Yemyeşil portakal ağaçlarına konmuş beyaz kelebekler gibi, beni bu diyardan alıp başka diyara götürseydi. Keşke. Geçen bahar Finike'de olduğu gibi.




14 Ağustos 2013 Çarşamba

Gemili Mescit

Hayallerin ve heyecanın yansıdığı duvarlar

Alanya Kalesi ve Selçuklular üzerine bir sohbette varlığından haberdar oldum Gemili Mescit’ten. Duvarlarında birbirinden farklı onlarca gemi resminin olduğundan bahsedildiğinde şaşkınlığımı gizleyemedim. O güne kadar Selçuklu ve Osmanlı’dan kalma, Cumhuriyet döneminde yapılmış onlarca cami ve mescit gördüm. Hiçbir caminin ve mescidin duvarında resim yoktu. Alışılmış bir durum değildi işittiklerim. Daha fazla zaman kaybetmemek ve merakımı gidermek adına, mescidin duvarlarındaki gemi resimlerini görmek adına Alanya Müze Müdürü Seher Türkmen hanımla yola koyulduk.


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Yalan Dünya Mağarası

Hüzünlü bir aşkın tanığı 

Çok uzun zaman önce Toros Dağları’nın derinliklerine doğru 4 kilometre boyunca uzanan mağaranın içerisinde bir adam yaşarmış. İnsanlardan ve gündelik hayattan uzak bir şekilde mağaranın içinde yaşamını sürdüren bu adam, bir gün bir defalığına dışarı çıkmış. Genç adam mağaranın girişinin bulunduğu yamaçta dolaşırken, bir kızla karşılaşmış. Genç adam ve güzel kız, birbirlerine görür görmez aşık olmuşlar. Her fırsatta gizlice mağarada buluşup, aşklarını yaşamışlar. Genç kız sevgilisiyle buluşmak için yine mağaraya girmiş. Ancak delicesine bir aşkla bağlı olduğu sevgilisini bulamamış. Çünkü mağaranın derinliklerinde oluşan göçük, sevgilileri birbirinden ayırmış. Genç adam mağaranın derinliklerine hapsolup kalmış. Genç kız ise sevgilisinden ayrı kalmanın üzüntüsüyle kahrolmuş. Genç kızın yaşadıklarını öğrenen köylü, ‘Yalan Dünya’ yorumunu yapmış. O günden sonra mağaranın ismi ‘Yalan Dünya Mağarası’ olarak kalmış.

  

7 Ağustos 2013 Çarşamba


Endemik şölen

Yaz gelmeden zirvelerde ki kar kalkmadan son bir kez tırmanalım Tunç Dağı'na diye düştük yollara. Karla kaplı Tunç Dağı, muhteşem görüntüsü ve heybetiyle karşımızda. Karların üzerinde yürüyoruz. Aslında tırmanıyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki gördüğümüz manzara bizi şaşkına çevirdi. Karın eridiği noktada çiğdemler filizlenmiş. Karla koyun koyuna girmişler. Biraz daha yürüyoruz, mor bir sümbül. Karın kalktığı her noktada endemik çiçekler açmış. Toroslarda kelimenin tam anlamıyla endemik şölen başlamış.