6 Ağustos 2014 Çarşamba

Endemik Bitki Cenneti Antalya


Endemik bitki cenneti Antalya

Torosların zirvesinden Akdeniz’in serin sularına atılan her adımda rengarenk bitkiler karşılar bizi. Bazen bir ağacın yanı başında, bazen de bir kayanın üzerinde. Ya da kilometrelerce uzanan sahilin kumları arasında. Antalya tarihi ve kültürü kadar endemik bitkiler açısından da çok zengindir. Akdeniz’de bulunan 630 türün 500’ü Antalya’dadır. 200 tür ise sadece Antalya’ya özgüdür. 

Dalgaların dövdüğü sahilin hemen arkasında bir kum papatyası filizleniyor. Kumulların arasında yükselen sarı ve beyaz rengi ile Antalya sahillerine yazın gelişini müjdeliyor. Antalya’nın her mevsim yüzünü esirgemeyen güneşinin etkisini daha da hissettirmesiyle bu kez deniz kıyısındaki kayalarda bir hacivatotu açıyor. Gösterişli ve güzel mor rengi ile. Deniz kıyısından Torosların zirvesine doğru ilerledikçe papatyalar, hacivatotları, emzikotları geride kalıyor. Ama bu kez davis kazteresi karşılıyor bizi Pamfilya Bindirdelikotu’yla, gevenlerle, Belen Mürdümlüğü’yle, çiğdemlerle, zambaklarla. Dağ çayları eşlik ediyor bu görsel şölene dönüşen muhteşem karşılamaya. Akdeniz’den Toroslara doğru atılan her adımda farklı bir tür ‘Bende buradayım’ dercesine gösteriyor güzel yüzünü. Bu güzellikler karşısında duyulan şaşkınlık, ardından yerini mutluluğa bırakıyor. Çam ve sedir ağaçlarının yanında, kayaların arasında boy gösteren bitkiler, sadece Antalya’da yetişiyor olması nedeniyle daha da bir etkiliyor ziyaretçilerini.




ANADOLU’NUN KONUMU ZENGİNLİĞİ GETİRDİ
Antalya’nın endemik yani yalnızca tek bir yörede yetişen bitki zenginliğinin altında Anadolu’nun 3 kıtanın ortasında bulunması ve Avrupa ile Asya florası arasında köprü vazifesi görmesi yatıyor. Anadolu, Akdeniz-İran-Turan ve Avrupa-Sibirya fitocoğrafik bölgelerin kesiştiği yerde bulunuyor. Bu nedenle iklimsel ve jeoformolojik bakımdan büyük değişkenlikler gösteriyor. Bu da birçok bitkinin gen merkezinin Anadolu olmasını sağlıyor. Birçok kültür bitkisinin anaç türleri Anadolu ve çevresinde yer alıyor. Anadolu’nun jeolojik süreç içerisinde değişken bir yapıya sahip olması, engebeli topografyası ve iklimsel çeşitliliği zengin bir florayı oluşturmuştur. Türkiye’nin bulunduğu alan dünya içerisinde bütün jeolojik devirler içinde en hareketli olanıdır. Zaman içerisinde Anadolu’da bir çok oluşum meydana gelmiştir. Alpin hareketler sonucu Anadolu, bütünü ile yükselmiş, kıvrımların yanında yer yer kırılmalar, çanaklaşmalar ve lav platoları ile volkan konileri meydana gelmiştir.

ANTALYA’DA 500 ENDEMİK TÜR BULUNUYOR
Buzul devrinde Avrupa’nın en uzun süre tundra dönemi yaşaması mevcut flora ve faunanın Anadolu’ya çekilmesini, Anadolu’nun onlara sığınak görevi görmesine neden olmuştur. Özellikle buzul dönemlerinde güneye inen formlar, buzullar sonrası dönemde Akdeniz bölgesinde ve Torosların habitat çeşitliliğinde türleşmişlerdir. Bu yüzden Toroslar tür çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Türkiye’de 9 bin 160 bitki türü yetişmektedir. Bu türlerin 3 bin 300 tanesi endemiktir, yani sadece Anadolu’ya özgüdür. Endemik 3 bin 300 türün 630 tanesi ise Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Akdeniz endemik türlerinin 500’ü Antalya’da bulunmaktadır. Bu bitkiler Antalya ve Türkiye endemiğidir. Ancak 500 türün 200’ü sadece Antalya’ya özgüdür. Bu 200 tür sadece ve sadece Antalya’da yetişir. Bu bitkilere Antalya’nın dışında hiçbir yerde rastlanamaz. Sadece Antalya’nın endemik bitki türü sayısı Irak ve Bulgaristan’ınkinden fazladır. Suriye ve Lübnan’ınkine eşittir. Türkiye geneline bakıldığında ise endemik tür sayısı Anadolu’dan 15 kat daha büyük olan Avrupa’nın tür sayısına eşittir.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder