Endemik bitki cenneti Antalya
Torosların zirvesinden Akdeniz’in serin sularına atılan her
adımda rengarenk bitkiler karşılar bizi. Bazen bir ağacın yanı başında, bazen
de bir kayanın üzerinde. Ya da kilometrelerce uzanan sahilin kumları arasında.
Antalya tarihi ve kültürü kadar endemik bitkiler açısından da çok zengindir.
Akdeniz’de bulunan 630 türün 500’ü Antalya’dadır. 200 tür ise sadece Antalya’ya
özgüdür.
Dalgaların dövdüğü sahilin hemen arkasında bir kum papatyası
filizleniyor. Kumulların arasında yükselen sarı ve beyaz rengi ile Antalya
sahillerine yazın gelişini müjdeliyor. Antalya’nın her mevsim yüzünü
esirgemeyen güneşinin etkisini daha da hissettirmesiyle bu kez deniz
kıyısındaki kayalarda bir hacivatotu açıyor. Gösterişli ve güzel mor rengi ile.
Deniz kıyısından Torosların zirvesine doğru ilerledikçe papatyalar,
hacivatotları, emzikotları geride kalıyor. Ama bu kez davis kazteresi
karşılıyor bizi Pamfilya Bindirdelikotu’yla, gevenlerle, Belen Mürdümlüğü’yle,
çiğdemlerle, zambaklarla. Dağ çayları eşlik ediyor bu görsel şölene dönüşen
muhteşem karşılamaya. Akdeniz’den Toroslara doğru atılan her adımda farklı bir
tür ‘Bende buradayım’ dercesine gösteriyor güzel yüzünü. Bu güzellikler
karşısında duyulan şaşkınlık, ardından yerini mutluluğa bırakıyor. Çam ve sedir
ağaçlarının yanında, kayaların arasında boy gösteren bitkiler, sadece
Antalya’da yetişiyor olması nedeniyle daha da bir etkiliyor ziyaretçilerini.
Antalya’nın endemik yani yalnızca tek bir yörede yetişen
bitki zenginliğinin altında Anadolu’nun 3 kıtanın ortasında bulunması ve Avrupa
ile Asya florası arasında köprü vazifesi görmesi yatıyor. Anadolu,
Akdeniz-İran-Turan ve Avrupa-Sibirya fitocoğrafik bölgelerin kesiştiği yerde
bulunuyor. Bu nedenle iklimsel ve jeoformolojik bakımdan büyük değişkenlikler
gösteriyor. Bu da birçok bitkinin gen merkezinin Anadolu olmasını sağlıyor.
Birçok kültür bitkisinin anaç türleri Anadolu ve çevresinde yer alıyor.
Anadolu’nun jeolojik süreç içerisinde değişken bir yapıya sahip olması,
engebeli topografyası ve iklimsel çeşitliliği zengin bir florayı oluşturmuştur.
Türkiye’nin bulunduğu alan dünya içerisinde bütün jeolojik devirler içinde en
hareketli olanıdır. Zaman içerisinde Anadolu’da bir çok oluşum meydana
gelmiştir. Alpin hareketler sonucu Anadolu, bütünü ile yükselmiş, kıvrımların
yanında yer yer kırılmalar, çanaklaşmalar ve lav platoları ile volkan konileri
meydana gelmiştir.
ANTALYA’DA 500 ENDEMİK TÜR BULUNUYOR
Buzul devrinde Avrupa’nın en uzun süre tundra dönemi
yaşaması mevcut flora ve faunanın Anadolu’ya çekilmesini, Anadolu’nun onlara
sığınak görevi görmesine neden olmuştur. Özellikle buzul dönemlerinde güneye
inen formlar, buzullar sonrası dönemde Akdeniz bölgesinde ve Torosların habitat
çeşitliliğinde türleşmişlerdir. Bu yüzden Toroslar tür çeşitliliği bakımından
oldukça zengindir. Türkiye’de 9 bin 160 bitki türü yetişmektedir. Bu türlerin 3
bin 300 tanesi endemiktir, yani sadece Anadolu’ya özgüdür. Endemik 3 bin 300
türün 630 tanesi ise Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Akdeniz endemik
türlerinin 500’ü Antalya’da bulunmaktadır. Bu bitkiler Antalya ve Türkiye
endemiğidir. Ancak 500 türün 200’ü sadece Antalya’ya özgüdür. Bu 200 tür sadece
ve sadece Antalya’da yetişir. Bu bitkilere Antalya’nın dışında hiçbir yerde
rastlanamaz. Sadece Antalya’nın endemik bitki türü sayısı Irak ve
Bulgaristan’ınkinden fazladır. Suriye ve Lübnan’ınkine eşittir. Türkiye
geneline bakıldığında ise endemik tür sayısı Anadolu’dan 15 kat daha büyük olan
Avrupa’nın tür sayısına eşittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder